Güneşte ne kadar süre
kalabiliriz? Güneşte ne kadar kalabileceğimiz her şeyden önce cilt tipimizle alakalıdır.
Çok beyaz, çok açık tenli kişiler, güneşten daha süratli etkilenirler. Buna
karşılık esmer ve koyu tenli kişilerde doğal bir koruyucu pigment tabakası
vardır. Bu kişiler daha uzun süre güneşte kalabilirler. Ama genel olarak 20
dakikadan uzun süre korunmasız bir şekilde güneşte kalırsak cildimizin bundan
zarar görmeye başlayacağını unutmamalıyız.
Bunun önüne geçmek için cilt tipimize uygun koruyucu
faktörü olan güneş koruyucu ürünleri güneşe çıkmadan 20-30 dakika önce
sürmeliyiz.
Teorik olarak bütün gün güneş altında kalabiliriz, fakat
pratikte 11.00 ve 16.00 saatleri arasında güneşte kalmak daha zararlıdır. Çünkü
bu saatler arasında güneş ışınları çok dik olarak yeryüzüne temas eder.
Güneş ışınları her
durumda zararlı mıdır? Ultraviyole A ışınları, görünür ışınlara en yakın
olan kısımdır. Bunlar gün ortasında güneş ışığının en yoğun ultraviyole kısmını
oluşturur. Ultraviyole ışınları süratli bir kızarıklık yapar ve süratli şekilde
cilt rengimizde koyulaşmaya yol açar. Fakat bu koyulaşmanın etkisi kalıcı
değildir.
Ultraviyole B ışınları ise biraz daha kısa dalga boyuna
sahiptir. Bunlar da daha az miktarda bulunur, güneş ışınlarının içerisinde daha
gecikmiş bir etkiye sahiptir. Güneşe maruz kaldıktan sonraki 24 ile 48 saat
içinde pigment hücrelerini uyararak cilt rengimizin koyulaşmasına sebep olur.
Güneş yanığının gerçekleşmesinde de temel sorumlu, ultraviyole B ışınlarıdır.
Ultraviyole
ışınlarının olumsuz etkileri nelerdir? Güneşte fazla
kaldığımız an cildimizde önce bir kızarma, daha sonra şişme, acıma hissi ve çok
abartılı bir durum söz konusu ise su kabarcıklarından oluşan güneş yanığı
görebiliriz. Bunlara karşı genelde önlem alma isteği hissederiz. Bir de bizim
göremediğimiz olumsuz etkileri vardır ultraviyole ışınlarının. Bunlar yıllar
içinde ortaya çıkar.
Cildimizin yıpranmasından, kırışmasından sorumludur ultraviyole ışınları.
Cildimizde yaş ilerledikçe ortaya çıkan pigment lekeleri, damarlardaki
çatlaklar, bu ultraviyole ışınlarının etkisiyle ortaya çıkar ve hepsinden
önemlisi an içerisinde deri kanserine zemin hazırlar. Bunun en somut örneğini
çiftçiler, denizciler gibi mesleği açık havada çalışmak olan kişilerde deri
kanserinin en sık olmasıyla görüyoruz.
Tedbir İçin Ne Yapmak
Gerekir? Tatil öncesi cildi yenilemek önemlidir. Cildi UV ışınlarının zararlı
etkilerine karşı daha dirençli hale getirmek gerekir. Cilt hasara uğramadan
önce tedbir almak zararları gidermekten çok daha kolaydır. Son dönemde UV hasarlarını önlemek için yapılan en yaygın
biorevitalizasyon yöntemi Pİ System’dir. Bu yöntem Somon DNA’sı olarak da
bilinmektedir. Pİ System ile cildin yoğun biçimde nemlendirilmesi sağlanır ve
cilt elastikiyeti artırılır. Cildin yapısı güçlendirilir ve ciltte günden güne
artan bir yenilenme gözlenir. Pİ System ile ilgili detaylı bilgi için -> info@optimusmedikal.com
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder