Gözler, dış dünyanın görüp anlaşılmasına
yarayan ve doğduğumuz andan beri sürekli işlev halinde olan duyu organıdır. Göz
kapakları, gözlerin üzerinde örtü şeklinde bulunarak gözleri korur. Göz
kapaklarının açılıp kapanması ve bakma güdüsüyle göz kaslarının oynaması sonucu
göz çevresinde oluşan sürtünme olayı, insanın doğumundan itibaren başlar. Bu
olay yıllar sonra oluşan göz çevresi kırışıklıklarına önemli bir etken
oluşturur. Gündelik hayatta göz çevresi 3 farklı
baskıya maruz kalır:
1. Mekanik baskı, ince çizgilerin kalbinde
Ortalama günde 10.000 kez göz kırparız ve
burada bulunan 22 farklı kası devamlı hareket halinde tutarız. Göz çevresi
devamlı çalışmaktadır. Göz çevresi zamanın etkisiyle ve yüz mimiklerimizin her
birinde etkilendiği için cilt dokusunu tutan kollajen lifleri elastikiyetini
kaybeder ve içe doğru çekmeye başlar; sonuç: ilk çizgiler görünmeye başlar
2. Biyolojik baskı, göz altındaki mor
halkaların kalbinde
Göz çevresi, kılcal damarlar tarafından
kontrol edilen mikro-dolaşım sistemindeki yavaşlamaya karşı çok hassastır. Bu
yavaşlama yaşlandıkça kaçınılmazdır. Daha az oksijene sahip kan yüzünden göz
çevresinde morarmalar ve gölgelenmeler gerçekleşir.
3. Yapısal baskı, torbalanmanın ve
şişkinliklerin kalbinde
Göz kapağının hareket edebilmesi için göz
çevresindeki cilt doğal olarak vücuttaki her hangi bir bölgesinde bulunan
ciltten daha elastik ve gevşektir. Bu bölge bu yüzden plasmatik likid
boşalmasına karşı daha zayıftır, plasmatik likid boşalması göz altı torbalarına
sebep olur. Göz çevresinin sıkılığını kaybetmesi cildin yapısından
kaynaklanıyor.
Göz çevresinde kırışıklık oluşumunu
ertelemek için yeterli miktarda su tüketilmesi ve cildin onarım gücünü
arttırmak için dengeli miktarda protein içeren besinler tüketilmesi
önerilebilir. Cildin günlük temizliğinin yapılması ve göz çevresinin uygun
ürünlerle nemlendirilmesinin sağlanması da ihmal edilmemelidir. Göz çevresinde
kırışıklık oluşumu kaçınılmaz bir durumdur. Bu konuda dikkatli olarak ve
bilinçli davranarak göz çevresinde kırışıklık oluşumunu daha geç yaşlara
ertelemek mümkündür. Bunun için cildi dışarıdan da desteklemek gerekir.
Kullanılan göz kreminin içeriğinde peptid olmasına özen gösterilmelidir. Bu
içerik göz çevresinde oluşan kırışıklıkları onarır ve yaşlanmaya karşı cildin korunmasını
sağlar. Ayrıca göz çevresinin ihtiyaç duyduğu nemi elastikiyeti sağlamak için
Somon DNA Aşısı Pİ System’den de yararlanabilirsiniz. Bu sistemin göz çevresini
yeniden yapılandırdığı ve yaşlanma belirtilerini azalttığı klinik olarak
kanıtlanmıştır.
Somon DNA Aşısı Pİ System hakkında detaylı bilgi ve
uygulamayı yapan klinikleri öğrenmek için tıklayın >> www.somondnaasisi.com
Peptid içerikli dermokozmetik ürünler hakkında detaylı
bilgi için tıklayın >> www.renovasy.com
Peptid içerikli dermokozmetik ürünleri satın almak için
tıklayın >> www.shop.optimusmedikal.com
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder