Kanser, vücudun bir
veya birden çok organ veya bölgesini etkileyen 200'den fazla hastalık grubunu
tanımlamak için kullanılan bir terimdir. Belirli bir doku veya organdaki
hasarlı hücrelerin kontrolsüz bir biçimde üreyerek bir kitle veya tümör
oluşturmasıdır. Her 7 kişiden biri hayatının herhangi bir döneminde bu
hastalığa yakalanmaktadır.
ÇEVRESEL
FAKTÖRLERE DİKKAT!
Genetik yapıdan
çevresel faktörlere kadar birçok etkenin kanser gelişiminde rolü vardır.
Genlerde oluşan kalıtımsal değişiklikler, beslenme düzeni, çeşitli virüs ve
bakteriler, asbest ve benzen gibi kimyasal ajanlar, radyoaktif maddelerden ve
güneş ışığından gelen radyasyon, hormonlar ve bağışıklık sistemi kanser
gelişiminde önemlidir. Bunlardan en önemli ve önlenebilir olanları çevresel
faktörlerdir. Bu etkenler vücuttaki normal hücre programını bozarak kanser
gelişimine yol açabilirler.
GENETİK
ÖZELLİKLER DE ÇOK ÖNEMLİ
Genlerin bazı
kanserlere karşı yatkınlığa neden olup olmadıkları konusundaki araştırmalar halen
devam etmektedir. Kalıtımsal geçiş gösteren kanserler, tüm kanserlerin sadece
%5-10'unu oluşturmaktadır. Tümör gelişimini önleyen tümör baskılayıcı
genlerdeki bir bozukluğun kalıtımsal olarak aktarılması ve sigaranın katkısı
ile bireyler kansere yatkın bir hale gelebilmektedirler. Meme ve yumurtalık
kanserinin kalıtımsal geçişine ait bazı genler tespit edilmiştir. Kalın
bağırsakta polip gelişimine genetik bir yatkınlık, kalın bağırsak kanseri
gelişim riskini artırmaktadır.
Genetik ve/veya çevresel faktörlerin etkisiyle
normal hücreyi anormal hücreye, anormal hücreyi de kanser hücresine dönüştüren
zincirleme olaylar başlar. Hücredeki değişiklikleri vücudun bağışıklık
sisteminin tanımaması ile de anormal hücrenin bölünmesi ve çoğalması ile kanser
gelişir. Birçok kanser hücresi oluşumunda, sigara içimi ve sağlıksız diyet gibi
yaşam tarzı faktörlerinin rolü olduğuna dair kanıtlar mevcuttur. Karsinojenik
etkiler her hücrenin genetik bilgilerini içeren DNA yapısına zarar verir.
Bozulmuş genetik yapısı ile vücudun denetiminden çıkan hücre, kontrolsüz olarak
bölünmeye başlar. Çoğalan hücreler anormal bir kitle veya şişlik olarak
karşımıza çıkar. Gelişim, çevredeki sağlıklı dokulara doğru devam eder, bundan
kopan hücreler kan ve lenf sistemi yoluyla vücudun diğer yerlerine yayılarak
kanser tablosu geliştirir.
KANSER
RİSKİNİZİ AZALTIN
Araştırmalar kanserle
olan savaşta en büyük umudun yaşam tarzı değişikliğine yönelik olduğu sonucunu
ortaya koymaktadır. Kanserin önlenmesindeki en önemli iki konu, sağlıklı
besinlerin seçimi ve sigara gibi kanserojenlerden uzak durmaktır. Son
çalışmalar sebze ve meyveden zengin bir diyet, sigarasız yaşam, düzenli
fiziksel aktivite ve sağlıklı vücut ağırlığının korunması ile kanser
gelişiminde %40'lara varan bir azalma sağlanabileceğini göstermektedir. Bu da
her yıl dünyadaki 3-4 milyon yeni kanser vakasının önlenmesi anlamına
gelmektedir. Besinler iyi ve sağlıklı bir yaşam için gerekli olan vitamin,
mineral ve lifleri; aynı zamanda koruyucu etkileri olan ve antioksidanlar
olarak bilinen biyoaktif molekülleri içerirler. Bunlar vücudu kanser de dâhil
birçok ciddi hastalığa karşı korurlar.
UYARICI
BELİRTİLERİ ÖNEMSEYİN
Türkiye'de en sık görülen
kanserlerin önemli bölümü etkin ve kolay uygulanabilen halk sağlığı tarama
yaklaşımları ile erken fark edilebilmektedir. Örneğin, meme kanseri için memede
kitle, rahim ağzı kanseri için cinsel ilişki sonrası kanama, kalın bağırsak
kanseri için dışkıda kan, cilt kanseri için deride şekil veya renk değiştiren
cilt lekeleri, gırtlak kanseri için iki haftayı geçen ses kısıklığı erken
uyarıcı belirtilerdir. Toplumun bu bulgular için duyarlı olması durumunda,
ilgili kanserlerin erken tanınması ve tam olarak şifa edilmesi mümkün
olabilmektedir.
www.optimusmedikal.com
www.optimusmedikal.com
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder