Elastikiyetini kaybetmiş ciltte sarkmalar meydana gelir, bu sarkmalar da
kişinin olduğundan çok daha yaşlı görünmesine sebep olur.
Ciltte gelişen sarkmalara doğru zamanda müdahale edilmediği takdirde bu
sarkmalar ciddi görünüş bozukluklarına yol açarak sadece ameliyatla
düzelebilecek kadar ciddi boyutlara gelebilir. Cilt elastikiyetini yitirmeden
önce önlem almak, oluştuktan sonra tedavisi için uğraşmaktan çok daha kolaydır.
Cildin elastikiyetini doğrudan etkileyen faktörler vardır ve 20’li
yaşlardan itibaren bu unsurlara çok daha önem vermek gereklidir.
Özellikle 20’li yaşların sonlarına doğru cilt sarkmasını
önlemek için yaşam alışkanlıklarımızda dikkat etmemiz gerekenler unsurlar
vardır.
Yüzümüzün sarkmasında cildimize nasıl davrandığımız, genetik özellikler,
hastalıklarımız ile çevresel faktörler etkili oluyor. Neyse ki erken dönemde
müdahale edildiğinde ameliyat dışı yöntemler sayesinde yaşlanmayı uzun yıllar
geciktirebiliyor.
Cilt yaşla birlikte elastikiyetini ve gerginliğini kaybediyor
Cildimiz zamanla elastikiyetini ve gerginliğini kaybediyor:
Fibroblastlardan yeni kollajen oluşumu azalıyor, elastik doku ile bağ dokusunda
gevşeme, yağ doku hacminde azalma, hücre alışverişinde ve cilt neminde azalma
meydana geliyor. Bu faktörleri dengelesek bile yer çekimine karşı durmak mümkün
olmuyor.
Sarkma, 40 yaş civarında özellikle her iki yanağın alt kısımlarında
belirginleşiyor. Ayrıca alın kısımdaki kaslarda gevşeme ve yer çekimine bağlı
aşağı doğru yer değiştirme sonrası göz kapaklarında düşme de görülebiliyor.
Ayrıca ciltte lekeler ve kılcal damarlar da belirginleşmeye başlıyor. Yüzün
görünüşü tamamen değişiyor ve gençlikte olan “V” biçimi yüz şekli giderek ters “V” haline dönüşüyor. Yüz
konturu giderek bozuluyor ve yaşlı ifade ortaya çıkıyor.
Cilt Sarkmasını Tetikleyen Etmenler Nelerdir?
- Genetik Özellikler
- İlerleyen Yaş – Menopoz dönemi sonrası sarkma artar,
- Güneşin Zararlı Işınları
- Sık Kilo Alıp Verme
- Sigara, Alkol gib Zararlı Alışkanlıklar
- Stres
- Sağlıksız Beslenme – Özellikle karbonhidrat ağırlıklı beslenme
- Solaryum
- Cilt Kuruluğu
- Çevresel faktörler
Ancak bu etkenlerle mücadeleye erken yaşta başlayarak cildimizin sarkmasını
uzun yıllar önleyebiliriz. Cilt elastikiyetini korumak için cildi içerden ve
dışardan beslemek ve korumak gereklidir. Cildi 20’li yaşların başından itibaren
peptid içeren kremlerle nemlendirmek ve korumak gerekir.
Bu etmenlerin yanı sıra cildi destekleyen yöntemlerden de faydalanmak
gerekir. Somon DNA Aşısı Pİ System, son dönemde cilt elastikiyetini arttırarak
yaşlanmayı yavaşlatmasıyla öne çıkan bir tedavi yöntemidir. Bu yöntem sayesinde
cilt yapısını güçlendirilir. Fibroblast sentezi sağlanır ve bağ dokuların
onarımı sağlanır. Kollajen ve elastin üretimini artırarak görünür gençliğinizi
geri kazanmanızı sağlar. Somon DNA Aşısı
Pİ System tedavisi kombine bir tedavidir ve 4 seans yapılması önerilir. Seans
aralıklarını 7 ile 15 gün olarak hastanın cilt ihtiyacına göre doktor belirler.
Her seansta kişi yüzünde gelişen elastikiyet artışını gözlemleyebilir. Ciltte
tüm bunların yanı sıra parlama ve aydınlık bir ifade de ortaya çıkar.
Peptit İçerikli Kremlere Ulaşmak için Tıklayın >>> www.renovasy.com
Somon DNA Aşısı Pİ System Hakkında Detaylı Bilgi Almak İçin Tıklayın
>> www.somondnaasisi.com
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder