24 Nisan 2013 Çarşamba

DİYET YAŞI 8'E İNDİ




Zorla yedirilen yemekler, heves ettikleri yağlı ve sağlıksız gıdalar, dengesiz beslenme ve daha bir çok etken sonucunda çocuklar erken yaşta kilo problemiyle karşı karşıya kalıyor.
Sağlıklı ve doğru beslenme alışkanlığına henüz çocukken  başlanmasının önemini vurgulayan uzmanlar, diyet yaşının 8 yaşa kadar düştüğü gerçeğine dikkat çekilmesi gerektiğinin üzerinde duruyorlar!

Dünyanın en büyük sağlık sorunlarından biri olarak gösterilen çocukluk çağı obezitesi, Yeme alışkanlıklarının değişmesi, hareketlilik düzeyinin azalması, televizyon ve bilgisayarlar karşısında geçirilen sürelerin artmasıyla birlikte ortaya çıkıyor.
Çocuklarını bu tehlikeden uzak tutmak ise alelerin bu konuda daha özenli ve bilinçli davranmalarıyla mümkün! Uzmanların önerilerine kulak verecek olursak çocuklar;

HAREKET ETSİNLER  Çocuğun artık çok yiyerek değil, dengeli yiyerek ve aynı zamanda hareket ederek büyüdüğünü biliyoruz. Ailelere, çocuklarına yemek konusunda ısrar etmemesini tavsiye ediyoruz.

BEYAZ EKMEK YEDİRİN Kendi kilosuna özen gösteren birçok anne, evde kepekli ekmek tercih eder. Çocuklarına da özellikle kepek ekmeği yedirir ve çocuğun sağlıklı beslendiğini düşünür.  Oysa kepek ekmeği, yemeklerle birlikte çok sık tüketildiğinde çocukta demir eksikliği yapar. Demir, kan yapımında kullanılan en önemli elementtir. Böylelikle çocukta kansızlık ortaya çıkar. Bu durum büyüme- gelişmeyi olumsuz yönde etkiler. Bu yüzden, çocuklarınıza beyaz ekmek yedirebilirsiniz.

HAYVANSAL YAĞLAR ÇOCUK İÇİN GEREKLİ Çocuklara yağ yedirmekten korkmayın. Bazı anneler "Aman çocuğumuz yağ yemesin, yağ çok zararlı" diye düşünerek, yemeklere hiç yağ koymaz; sütün, yoğurdun, peynirin sıfır yağlısını alır. Özellikle beyin gelişimi için çocuklarda tam doymuş yağlar dediğimiz hayvansal yağların yeteri kadar alınması önemlidir.
Esansiyel yağ asitleri dediğimiz Omega-3 ve Omega- 6'nın da yeteri kadar tüketilmesi önemlidir.
Ergenliğe kadar, çocuklarınıza normal yağlı günlük süt ve yoğurt yedirmeniz daha sağlıklıdır. Sebze yemeklerine bir kilo için üç yemek kaşığı zeytinyağı koyabilirsiniz. Pilavlarınızda bir çay bardağı için iki silme tatlı kaşığı tereyağı kullanabilirsiniz.

YEMESİ İÇİN ZORLAMAYIN BIRAKIN ACIKINCA YESİN Her çocuğun metabolizma hızı ve vücut yapısı aynı olmadığı için, aynı miktarda yemek yemeleri doğru olmaz. Yiyeceklerin mideyi terk etme süresi de her çocukta farklılık gösterir. Doğru olan çocuğun gösterdiği açlık hissini rehber alarak onu beslemektir. Acıktığı zaman kendisi yemek isteyecektir. Ayrıca çocuğa istemediği yiyeceği zorla yedirmemek gerekir.

KAS GELİŞİMİ İÇİN PROTEİN Tek yönlü beslenme, çocukta büyüme ve gelişme yetersizliklerine neden olur. O nedenle, kas yapımına destek için besin çeşitliliğini artırıp protein alımını desteklemek gerekir. Her yemeğin yanına yoğurt veya ayran eklendiği zaman, çocuğun günlük kalsiyum alımı da sağlanmış olur.

ÇOCUK KAHVALTIYI ASLA ATLAMAMALI Çocuğun gelişme çağındaki ruhsal durumunu göz önüne alınarak, ona dengeli beslenme alışkanlıkları kazandırılmalıdır. Günün en önemli öğünü olan kahvaltı asla atlanmamalıdır. 


11 Nisan 2013 Perşembe

ÜRÜNLER / KAMPANYALAR


Biyolojik yeniden canlandırmaya çok merkezli yaklaşım sayesinde hızlı bir doku rejenerasyonu sağlayan Biogenevity ile 2013 yazına yenilenmiş ve göz kamaştıran cildinizle damga vuracaksınız.

Yeni nesil biyolojik canlandırma yöntemi Biogenevity,  şimdiye kadar hiç görülmemiş canlandırma ve yenileme etkisi sağlayan zengin içeriği ile cildinize pürüzsüz, sağlıklı ve ışıl ışıl bir görünüm kazandırıyor.
  
Formülündeki hyaluronik asit ve somon DNA’sı ile cildinizde hızlı ve etkili bir gençleşme ve canlanma sağlayan BIOGENEVITY ile ilk seanstan itibaren farkı hissedecek, cildinizde gözle görülür bir yenilenme deneyimleyeceksiniz. Cilt yenilemedeki bu mucizevi buluş ile yaz mevsimine tazelenmiş, ışıldayan, bebeksi bir yumuşaklığa kavuşmuş cildinizle “Merhaba” deyin…

İçeriğinde saf hyaluronik asitin yanı sıra somon balığı spermlerinden elde edilen DNA molekülü mucizesini de barındıran BIOGENEVITY, çok sayıda cilt sorunu özel olarak ve tüm cilt tipleri için titiz çalışmalar sonucu tasarlanmıştır.

Bilimsel olarak formüle edilmiş Hyaluronik Asit ve Polinükleotid içerikli Biogenevity, dermal yenileme sağlayarak, hücrelerin yeniden aktivasyonunu hızlı bir şekilde gerçekleştirir ve cilde elastikiyetini geri kazandırır. En etkili anti-aging yöntemlerinden biri olan somon DNA'sı, derin katmanlarda yoğun nemlendirme sağlayarak cildinize ihtiyacı olan etkili koruma ile hızlı ve güvenilir bakımı sağlar.

“Etkileşimli Biyo Canlandırma ProgramıBiogenevity  Nerelerde Etkili?
  • pranan ve kuruyan ciltlerin tedavisi
  • Sarkma başlangıcındaki derin kırışıkları
  • Kazayağı kırışıklıkları
  • Gözaltı torbaları
  • Alın ve dudak kenarındaki çizgiler
  • Bacaktaki çatlaklar 
BIOGENEVITY Uzmanlarından randevu ve bilgi almak için;
(0212)273 13 73






10 Nisan 2013 Çarşamba

CİLT SAĞLIĞI

Bahar ile birlikte tazelenin

Uzun kış aylarında soğuk havanın kuruttuğu, nemsiz bıraktığı ve matlaştırdığı cildimizi baharla birlikte tazelemenin zamanı geldi! Uzmanlar havanın ısınmaya başlamasıyla birlikte tepeden tırnağa cilt bakımı yapılması gerektiğini söylüyor.


SOĞUKLAR CİLDİ KURUTUR 
Kış boyunca soğuk hava cildimizi kurutur, nemsiz bırakır, mat ve solgun bir görünüme neden olur. Baharla birlikte alınacak birtakım önlemlerle bu etkileri ortadan kaldırıp cildinize güzel bir görüntü kazandırılabilirsiniz. Cilt yenilemenin amacı; zarar gören cildi onarmaktır.

KREMLERİN GÜCÜNDEN FAYDALANIN

Dermokozmetik ürünler; harici uygulanarak cilt yaşlanmasını geciktirebilen ürün gruplarıdır. Kozmetik ürünlerden farkları; istenilen sonuca biyolojik etkiyle ulaşmalarıdır. Derinin daha derin tabakalarına ulaşırlar. Vitamin A, vitamin C, meyve asidi, koenzim Q ve topikal antioksidanlar; dermokozmetik ürünler içinde en fazla yer alan maddelerdir. Uzun süre kullanılmaları gerekir. Ancak dermokozmetik ürünleri seçerken, cilt tipinize uygun olup olmadığına dikkat etmelisiniz. Bunun için de dermatologlara danışmanızda fayda vardır.

BAHARDA KREMİNİZ AZ YAĞLI OLSUN

Kış döneminde yağ içerikleri, nemlendirici özellikleri fazla ürünler kullanılırken; baharla birlikte daha az yağlı, daha hafif ürünler tercih edilmelidir. Yağ oranı fazla olan ürünler; cildin yağ dengesini bozarak, sivilce tarzı oluşumlara neden olabilir. Yağlanmayı kontrol altına almak amacıyla, nemlendiricinin yanı sıra tonik kullanmak da faydalı olabilir.

3 Nisan 2013 Çarşamba

SAĞLIKLI BESLENME



Yıllardır cilt gençleştirmede yaygın olarak kullanılan anti-aging yaşama süresini uzatmanın yollarını arayan uzmanlara da ışık tuttu. Hücre hasarlarının artmasıyla meydana gelen Kanser ise araştırmaların yönünü değiştirdi. Şimdilerde kanser tedavisinin geleceğinin anti-aging’te olduğu konuşuluyor!

Yaşlanma sürecini durdurmak ve yaşam süresini uzatmak için çeşitli çalışmalar yapan Amerikalı bilim adamları, yaşlanma mekanizmaları hakkında yeni bulgular elde ettiler.


Zamanla Hasar Artıyor


Yaşlandıkça vücudumuzun uğradığı hasar da artar. Kronik inflamasyon (iltihaplanma), yaşlanma ile birlikte sıkça görülen bir durumdur. İnflamasyon; iç ve dış etkenler tarafından tetiklenebilir. Örneğin kandaki sitokinler (bağışıklık işlevini kontrol eden kimyasallar), moleküler iltihaplanmaya neden olabilir. Bu durumda; beyin hücreleri ve arter duvarlarında, hücre düzenleyici genler üzerinde hasar oluşabilir. Kalp krizi, felç, kalp kapağı yetmezliği, kanser ve Alzheimer gibi hastalıkların, kronik inflamasyon ile bağlantısı vardır.


Balık Yağı Tüketilmeli


İltihaplanma karşıtı kürlerde; etkisi klinik olarak kanıtlanmış besin ve hormonlar kullanılır. Bunlar arasında; balık yağı, kurkumin ve ananasta bulunan bromalein gibi maddeler bulunur. Yaşlanma sürecinde karşılaşılan diğer bir faktör de glikasyondur. Yaşa bağlı olarak hasarın artmasına neden olan glikasyon; böbrek, göz, sinir ve kan damarlarını etkileyebilir. Vücudumuzdaki her hücre içinde, DNA bakımı ve onarımı için metilasyon denilen reaksiyonlar gereklidir. DNA'daki hasar; kanser, karaciğer hasarı ve beyin hücre dejenerasyonu olarak karşımıza çıkar. Çözüm olarak önerilen metil donörler; hücrelerin onarımında ve sağlıklı şekilde işlemesinde önemli rol oynar. Birçok besin maddesinde bulunan folik asit, Koenzim Q10 ve B12 vitamini; başlıca metil donörlerdir.


Uzmanlara göre; kanserden koruyucu bir beslenme programı uygulamak, yaşlanmayı da yavaşlatabilir.


Doğal besin kaynakları açısından lahana, brokoli, ısırgan kökü ve yaprağı, mantar, elma, pırasa,soğan, çörek otu, zeytinyağı, havuç, çilek, böğürtlen ve ahududu; anti-kanser özellikleri sebebiyle sıkça tavsiye edilir. Araştırmalar; yaşlanma karşıtı diyet programlarında da yer verilen bu sebze ve meyvelerin bilinçli şekilde tüketildiğinde, insan ömrünü ve sağlıklı yaşam süresini uzattığını gösteriyor.