31 Aralık 2014 Çarşamba

Yaşlanma Sürecinde Cildi Neler Bekler?



Yaşlandıkça cillte:
- Temel yapıyı oluşturan kollajen lifler ve hyaluronik asit azalır.
- Elastik lifler yapısal olarak bozulur.
- Yüzeyinde çizgi ve kırışıklıklar ortaya çıkar.
- Elastikiyet kaybına bağlı sarkmalar oluşur.
- Yüz ovalinde değişiklikler meydana gelir.

Bu olumsuz etkilerden kurtulmak için ciltte kaybedilen maddelerin yerine konması gerekmektedir.
Somon DNA Aşısı Pİ System sayesinde cilt yapısı güçlendirilir. Cildin ihtiyacı olan maddeler yerine konur. Cilt gün geçtikçe daha genç daha parlak ve daha sağlıklı hale gelir.

Detaylı bilgi için tıklayın >> www.somondnaasisi.com


Uygulamanın yapıldığı klinikleri öğrenmek için tıklayın >> http://www.somondnaasisi.com/#!satis-noktalari/cyw7

- - Mutlu Yıllar - -


Sevdiklerinizle birlikte sağlık, huzur ve mutluluk dolu bir yıl geçirmenizi dileriz.


MUTLU YILLAR

30 Aralık 2014 Salı

Cildinizin Elastikiyetini Mi Kaybetti?

Yüzü olduğundan daha yaşlı gösteren cilt sarkmalarının temel nedeni ciltteki elastikiyet kaybıdır!
Yaşlanma belirtileri herkeste farklı bölgelerden farklı şikâyetlerden başlayabilir. En çok sıkıntı duyulan noktalar mimik kırışıklıklarıdır. Bu sorun, göz çevresinde, kaş arasında, alında daha sık görülür. Bunun dışında yüzdeki sarkmalar, elâstikiyet kayıpları, yüz ovalliğinin kaybolması ve boyun bölgesindeki kırışıklık en sık karşılan yaşlanma belirtileridir...

Hangi sebeplerle oluşur?
Cildin sarkması bir çok faktörle oluşur. Cilt yaşlandıkça, yalnız aradaki dolgu malzemesi değil, cildi bir arada tutan iskelet sistemi de yaşlanır. Cildin iskeletini oluşturan lifler kollajen ve elastin isimli moleküllerdir. Bunlar cildinizi bir ağ gibi sarıp sarmalayan ona sıkılık, esneklik, uyum kabiliyeti ve sağlamlık sağlayan başlıca desteklerdir. Yaşlandıkça kollajeni ve elastini üreten hücreler de yaşlanır.

Cildin iskelet sisteminde önemli değişimler ortaya çıkar. Özellikle elastin lifleri orta yaşlara doğru hızla bozulmakta, kalınlaşıp kıvrılmakta, sertleşip dağınık ve parçalı bir yapıya dönüşmektedir. Kadınlarda menopozdan sonra hormonal değişimlerin de etkisiyle cilt daha fazla sarkmaktadır. Derinin altındaki yağ dokusunda hücre sayısının azalması, yerçekimi de gevşek dokunun kolay sarkmasına neden olur.

Makyajla da gizlenemiyor
Sarkmalar cildi olduğundan yaşlı gösteriyor. Çünkü yüz ovalliğinin kaybolması, deride gevşeklik (elastikiyet kaybı) gibi deformasyonlar ortaya çıkar. Makyajla kamufle edilemeyen bu durum ciddi yaşlanma problemi olarak karşımıza çıkar.

 Sarkma aslında derinin birçok bölgesinde hissedilir.
Sarkmanın sonucu olarak;
- Kaşlar düşer, (alının sarkması sonucu kaşlar göz kapaklarının üzerine doğru düşer.)
- Üst göz kapağı düşüklüğü meydana gelebilir.
- Alt göz kapağının sarkması kapak altındaki mukozanın görünmesine neden olur.
- Burnun kenarındaki belirgin oluk nedeniyle yorgun bakış vardır.
- Gıdık oluşması (çene çizgisinin ortadan kalkması.)
- Uzamış kulaklar, burun ucunun sarkması.
- Üst dudağın incelmesi gibi yüz ifadesinde çok ciddi değişiklikler meydana gelebilir. Ancak yüz ovalliğinin kaybolması ve boyundaki sarkmalar daha erken ortaya çıkan belirtilerdir.

Aslında bunu anlamak çok zor değildir. Gergin ve sağlam bir cilt dokusunu elinizle çekip geri bıraktığınızda esneme yeteneğinden dolayı hemen eski haline gelecektir. Sarkmaya başlamış cilt dokusunun eski hâline gelmesi daha geç olur. Zaman içinde daha ileri aşamalarda da yüz ovalliğinin kaybolmaya başladığını hissederiz.

Nelere dikkat edilmeli?
Stres, sigara, alkol kullanımı, uyku düzensizliği ve  ultraviyole gibi cildimize son derece zararlı olan ajanlardan uzak durulmalıdır. Elastin liflerindeki doğal yaşlanmayı güneş ışınlan daha da hızlandırır. Aynı değişimler kollajen liflerinde de görülür. Yaşlandıkça bu lifler de kalınlaşacak, bükülmeler, yığılmalar gibi bozuşmalara uğrar. Beslenme de bu konuda önem taşıyan bir diğer etkendir. Bol su içmeli, gerekli vitamin ve antioksidan desteğini alınmalıdır.
Tabii cildi içten desteklediğimiz gibi dıştan da desteklemeliyiz.

İşte Ciltteki Elastikiyet Kaybına Karşı Önlemler
Estetik dermatolojide kliniklerde profesyonel olarak, elastikiyet kaybına karşı birçok işlem yapılıyor. Ancak Renovasy Biyodinamik Cilt Onarım Sistemi ve Somon DNA Aşısı son dönemlerde yapılan en etkili ve en popüler uygulamalardan.
Cildinizin elastikiyet kaybı şiddetli ise Somon DNA Aşısı ve Cilt Onarım sistemini kombine olarak uygulatmak daha etkin bir sonuç almanızı sağlayacaktır.
Somon DNA Aşısı cildin yapısını kuvvetlendirerek cilt yaşlanmasını yavaşlatır. Elastin ve kollajen sentezlenmesini sağlar, fibroblastların tirofizmini artırır böylece cildin sıkılığını ve sağlamlığını artırarak ciltte gerginlik ve lifting yaratır. Somon DNA Aşısında tedavi seansını cilt ihtiyacına göre hekim belirler.  Ancak önerilen 4 seanstır. Genç ve olgun ciltler için farklı protokoller sunan bu uygulama, deri altına enjeksiyon yöntemiyle yapılır.

Ancak çok daha belirgin ve ciddi sarkmalarda estetik cerrahi işlemlere de başvurmak gerekebilir.

Etken maddeler içeren biyodinamik cilt onarım sistemi de cilt esnekliği sağlar, lifting etkilisi ile sarkma karşıtı bir cilt onarımı sunar. Bu sistem ise topikal yani cilt yüzeyinde yapılır. Cilt ihtiyacına yönelik hazırlanan karışım yüze sürülür ve yarım saat sonra peel off şeklinde ciltten çıkarılır. Tedavi yine hekimin cilt ihtiyacına göre belirleyeceği seanslarla tekrar eder. Cilt elastikiyeti için sunulan protokolün önerilen seans tekrarı ise 4’tür.

Renovasy Biyodinamik Cilt Onarım Sistemi ile ilgili detaylı bilgi için tıklayın >> http://renovasy.com/urunler/biyodinamik-cilt-onarim-sistemi-bio-cos/biyodinamik-cilt-onarim-sistemi-bio-cos-nedir/

Somon DNA Aşısı Pi System ile ilgili detaylı bilgi için tıklayın >>> www.somondnaasisi.com


Sorularınız için bize ulaşın > info@optimusmedical.com

29 Aralık 2014 Pazartesi

Elastikiyet Kaybı Yaşlanma Habercisi!


Otuzlu yaşlardan itibaren cildin yenilenme sürecinin yavaşlaması, ince ve soluk görünmesine neden oluyor. Bağ dokusunda bulunan kollajen ve elastin salgısının azalması; elastikiyet kaybına ve yüzeysel kırışıklara yol açıyor. Hyarülonik asit maddesinin azalması da nem kaybına ve kuruluğa nedeni oluyor.
Ciltteki elastikiyet kaybının artması, kırışıklıkların belirginleşmeye başlaması ve cildin sarkması gibi yaşlanmanın tüm olumsuzluklarının görünür hale gelmesini sağlıyor. Cilt yapısının değişmesiyle birlikle azalan elastin lifler, ince kırışıklıkların ortaya çıkmasına sebep olur. Öncelikli olarak mimik kırışıklıklar belirmeye başlar, genellikle ilk mimik kırışıklıkları göz çevresinde meydana gelir. İnce çizgiler önlem alınmadığında zamanla kendini derin kırışıklıklar halinde göstermeye başlar.
Elastikiyet kaybı çoğu zaman cilt kuruluğu, yetersiz beslenme ve olumsuz çevresel faktörlere bağlı olarak gelişir. Ancak en önemli sebebi güneş hasarının yol açtığı çevresel etkilerdir. Çevresel etkiler yaşlanmayı hızlandırır. Özellikle güneş gören alanlarda ince ve kaba kırışıklıklar, kuruluk ve elastikiyet kaybı daha yoğun görülür.
Cilt sıkılığı azalmaya başlamadan önce tedbir almak gereklidir. Ciltteki yapısal bozulma kişinin genetik yapısından, beslenmesine kadar bir çok faktörle bağlantılı olsa da genellikle otuzlu yaşlardan itibaren cilde takviye yapmak gereklidir.
Azalan cilt sıkılığıyla birlikte yüz ovalinde de bozulmalar meydana gelir. Cilt gerektiği gibi bir bakım ile yenilenmezse  yaşlanma belirtileri şiddetini artırır.
Bu sebeple uzmanlar 20’li yaşların sonlarına doğru anti-aging kremlerin (özellikle içeriğinde peptid ve hyaluronik asit bulunan) kullanımını önerirler. 30’lu yaşlarda ise cilt yapısını güçlendirici intra-dermal yöntemlere başvurulması gerektiğini belirtirler. Bu sayede yaşlanma etkilerini yavaşlatmanın mümkün oluğunu ise açıktır.
Son dönemde intra-dermal olarak uygulanan cilt yenileme sistemlerinden olan Somon DNA Aşısı, etkinliğini kanıtlamış olan bir sistemdir ve ciltteki elastikiyet kaybını önlemek için kullanılır. Sistem yaşlanmanın tüm olumsuzluklarıyla savaşmak için cilt güçlendirilmiş olur. 
Cildinizde elastikiyet kaybı varsa Somon DNA Aşısı Pİ System ile ilgili detaylı bilgi alın > www.somondnaasisi.com

Sorularınız için bize ulaşın > info@optimusmedikal.com

26 Aralık 2014 Cuma

Göz Altı Morlukları Tarihe Karışıyor!


Göz bölgesi görünüşümüzü en fazla etkileyen bölge olmasının yanı sıra dünyada en çok sorun yaşanan bölge olmasıyla da dikkat çekmektedir. Gözaltı morlukları genellikle genetik ve yaşa bağlı olarak ortaya çıkmaktadır. Yaş ilerledikçe kemik yapısı değiştiğinden gözaltı bölgesinde nükseden sorunlar da artar. Gözaltı bölgesindeki gölgelenmeler ve göz çevresindeki koyu halkalar şiddetini artırır.
Bu sorunu yaşayan kişilerin neredeyse tamamı geçici çözümlerle karşılaşmaktadır. Doğal yöntemler, aydınlatıcı etki gösteren kremler etkili olsa da yeterli değildir. Gözaltı morluğu tedavisi için son dönemde başvurulan en yaygın yöntem Somon DNA Aşısı’dır.
Peki Somon DNA Aşısı Gözaltı Yapılandırmada Neden Etkilidir?
  • Yapılan klinik araştırmalara göre bu uygulama sayesinde göz çevresinde yapılandırma sağlar,
  • Somon DNA molekülleri ile gözaltı morlukları azaltır ve koyu halkaları giderir,
  • Gözaltındaki şişlikleri yok eder,
  • Göz çevresindeki ince çizgi ve kırışıkları açar,
  • Gözaltı aydınlatılmasında son derece etkilidir.

Doktor tarafından yapılan Somon DNA Aşısı Pİ System’in, 3 seans uygulanması öngörülür. Tedavi aralığı cilt tipine göre değişkenlik gösterir ve 7-15 gün aralığındadır. Yapılan ilk seansta değişim fark edilir. Seanslar tamamlandığında ise günden güne artan bir yenilenme görülür. Etkinliği artırmak için her üç ayda bir yeni bir seans daha yapılması önerilmektedir.
Göz çevresindeki yapının güçlendirilmesiyle ortaya çıkan aydınlanma tatmin edicidir. Uygulamada hasta memnuniyeti esas alınmıştır.
Klinik olarak kanıtlanmış bu yöntemin alerjik etkisi çok azdır. Bunun sebebi içeriği Somon DNA moleküllerinin saflaştırma derecesidir. 
Detaylı bilgi için > www.somondnaasisi.com sitesini inceleyip detaylı bilgi ve uygulamayı yapan klinikleri öğrenmek için info@optimusmedikal.com adresine mail atabilirsiniz.