30’lu yaşlardan itibaren
başlayan cilt sarkmasını önlemek için yaşam alışkanlıklarımızda dikkat etmemiz
gerekenler unsurlar vardır.
Yüzümüzün sarkmasında cildimize nasıl
davrandığımız, genetik özellikler, hastalıklarımız ile çevresel faktörler
etkili oluyor. Neyse ki erken dönemde müdahale edildiğinde ameliyat dışı
yöntemler sayesinde yaşlanmayı uzun yıllar geciktirebiliyor.
Cilt yaşla birlikte elastikiyetini ve gerginliğini
kaybediyor
Cildimiz zamanla elastikiyetini ve gerginliğini
kaybediyor: Fibroblastlardan yeni kollajen oluşumu azalıyor, elastik doku ile
bağ dokusunda gevşeme, yağ doku hacminde azalma, hücre alışverişinde ve cilt
neminde azalma meydana geliyor. Bu faktörleri dengelesek bile yer çekimine
karşı durmak mümkün olmuyor.
Sarkma, 40 yaş civarında özellikle her iki yanağın
alt kısımlarında belirginleşiyor. Ayrıca alın kısımdaki kaslarda gevşeme ve yer
çekimine bağlı aşağı doğru yer değiştirme sonrası göz kapaklarında düşme de
görülebiliyor. Ayrıca ciltte lekeler ve kılcal damarlar da belirginleşmeye
başlıyor.
Bu etkenler cildin sarkmasını tetikliyor!
- İlerleyen yaş (özellikle menopoz dönemi sonrası),
- Güneş ışınları,
- Genetik özellikler,
- Sık kilo alıp verme,
- Sigara ve alkol tüketme,
- Stresli bir yaşam sürme,
- Uykusuzluk,
- Hatalı beslenme (aşırı karbonhidrat tüketimi,
vitamin-mineralden zayıf beslenme),
- Solaryuma girme,
- Cildi nemlendirmeme,
- Çevresel toksinlere maruz kalma cilt yaşlanmasını
ve sarkmayı tetikleyen faktörler arasında yer alıyor. Ancak bu etkenlerle
mücadeleye erken yaşta başlayarak cildimizin sarkmasını uzun yıllar önleyebiliriz.
Cilt sarkmasını önlemek için neler yapmalı?
- Özellikle açık tenli, renkli gözlüyseniz
cildinizi ekstra korumanız gerekiyor. 3 saat aralıklarla güneş koruyucu
ürünleri yeterli miktarda sürmeye ve 3 saatte bir tekrarlamaya özen gösterin.
- Uykunuzun düzenli olmasına dikkat edin. En az 7-8
saat uyumayı asla ihmal etmeyin.
- Sigara ve alkol tüketmeyin.
- Sık kilo değişikliklerinden kaçının.
- Aşırı karbonhidrat ve şeker tüketmeyin,
vitaminden zengin meyve ve sebze yiyin.
- Belli yaştan sonra üretimi azaldığı için
dışarıdan da destek olarak Q enzim 10, Alfa lipoik asit ile antioksidanları
doktorunuza danışarak kürler halinde kullananın.
- Sabah kalktığınızda cildinize uygun bir
nemlendiriciyi yer çekiminin tersi yönünde aşağıdan yukarı doğru masaj
uygulayarak lenf dolaşımını uyarın, ödemi çözün. Nemlendiricilerinizin
içeriklerinde peptid olmasına özen gösterin. Peptidler cildi iyileştirici etki
gösterir aynı zamanda peptidler anti-aging tedaviler için de önemlidir.
- İçeriğinde sabun olan temizleyicilerden uzak
durun. Sabun cildi kurutarak yapısını bozar.
- Boyun çizgilerinin artışına engel olmak için çok
yüksek yastıkları tercih etmeyin.
- Günde en az 2 litre su içerek cildinizin
nemlenmesini sağlayın.
- Aşırı kahve tüketerek cildinizi kurutmayın.
- Cilt nemini düzene sokan Somon DNA aşısına
başvurun. Bu sistem, nemine kavuşan cildin kalitesini artırır ve yaşlanmaya
karşı cildin direnç kazanmasını sağlar.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder